SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 3054 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ قَالَ سُئِلَ سُفْيَانُ عَنْ تَفْسِيرِ هَذَا فَقَالَ إِذَا أَسْلَمَ فَلَا جِزْيَةَ عَلَيْهِ

 

Muhammed b. Kesir dedi ki: Süfyan'a şu (bir önceki 3053. ) hadis'in tefsîri soruldu da (bir zımmî) "müslüman olunca o'na cizye (vermesi) gerekmez" cevabını verdi.

 

 

İzah:

Metinde geçen müslümana cizye yoktur sözü iki şekilde te'vıl edilmiştir.

 

1. Eğer bir yahudi müslüman olur ve elinde de bir haraç arazisi bulu­nursa, kendisinden cizye vergisi arazisinden de haraç vergisi düşer Süfyân-ı Sevri ile İmam Safi (r.a) bu görüştedirler.

 

Hz. Sûfyan-ı Sevri'ye göre, eğer bu arazi savaş yoluyla alınmış ise, müs­lüman olduğu için sahibinden cizye vergisi kalkarsa da bu topraktan haraç vergisi kalmaz.

 

2. Bir zımmî sene ortasında müslümanlığı kabul edecek olursa, henüz sene tamamlanmadığı için kendisinden o senenin vergisi istenemez. Nitekim üzerinden bir yıl geçmeden fakir duruma düşen bir müslümandan elinden çıkan malların zekatı da istenemez. Çünkü bu mallara zekat düşmesi için üzerlerinden tam bir sene geçmesi gerekir. Halbuki burada bu mallar sene ortasında sahibinin elinden çıkmışlardır.

 

Üzerinden tam bir sene geçtikten sonra müslüman olan bir zımmînin cizye ödeyip ödemeyeceği konusu ise ihtilaflıdır. Ebû Ubeyd el Emval isimli eserinde bu durumda olan bir zımmînin geçen senenin cizye vergisini öde­mekle mükellef olmadığını söylemekte ve bu hususta Hz. Ömer'in bir uygu­lamasını delil getirmektedir.

 

İmam Ebû Hanife (r.a)e göre sene sonunda cizye vergisini henüz öde­meden ölen bir zımmînin kalan malından bu vergi alınamadığı gibi onun va­risleri de bunu ödemekle mükellef tutulamazlar. Çünkü bu cizye vergisi bir borç niteliğinde değildir.

 

Eğer bu zımmî sene sonunda müslümanlığı kabul edecek olursa cizye vergisi de kendisinden düşmüş olur.

 

İmam Şafiî (r.a)e göre, bu vergi bir borç niteliği taşıdığından geçen senenin cizye vergisi diğer borçlular gibi sahibinden istenir.[Hattâbî, Mealimü's-Sünen III 438.]